21 Temmuz 2012 Cumartesi

UKISS RÖPORTAJLARI-1

Ramazan’ın gelişiyle herkes gibi ben de bazal metabolizmaya geçince vaktimi boşa geçirmemek adına bir şeyler yapayım diye düşündüm ve aklıma çeviri yapmak geldi. Zaten uzun olan okulumu 1 sene daha uzatmama sebep olan hazırlık sebebiyle az buz bir İngilizcem var ve bunu da unutmamak için tekrar etmem gerekli. Oturup ders çalışmayacağıma göre zevk alacağım bir şeyler çevirmek en iyisi dedim ve bir sürü UKISS röportajı buldum. Sıkıldıkça çevirip bloğa koymayı düşünüyorum. Umarım siz de okurken zevk alırsınız. ^^ 
  



ORICON Special Interview with U-KISS, 11.12.14 

-Öncelikle kişisel ayrıntılarınızla ilgili şeyler sormak istiyorum. Sizler kendinizi tanıtabilir misiniz?

AJ: UKISS’in lideri güçlü vokal Soohyun. O en yaşlımız ve çok güvenilir, her zaman küçük kardeşleriyle ilgilenir.

ELI: AJ rapten sorumlu ve çok ciddi. Bir işin içindeyse ona gerçekten konsantre olan ve elinden gelenin en iyisi için çabalayan bir mükemmeliyetçi.


Kevin: Eli’ın görünüşü ve kişiliği çok erkeksi, o içi dışı bir biri. Rapten sorumlu. 

Dongho:  Görünüşüne bakarak anlatabileceğim; Kevin gerçekten çok hoş fakat sahnedeyken çok havalı. O bir vokalist yani harika bir şarkıcı. Kişiliğine bakarsak bence o grubun en saf-temiz üyelerinden.

KISEOP:  Dongha rapçi ve o bir köpek yavrusu gibi çünkü grubun en genç üyesi. (laughter) O sevimli ve neşeli bir kişiliğe sahip.

HOON: Kiseop vokalist, onun yüzü ve vücudu harika! Cana yakın biri ve her gün anne ve babasıyla konuşur.

SOOHYUN:  Hoon havalı, üstüne üstlük diğer herkesten daha kibar ve gerçekten saf. O bir vokalist.

-Üyelerde değiştirmek istediğiniz özellikler?

ELI: Yemek yerken AJ Benim etimin son parçasını yer.

AJ: Bunu sadece bir kez yaptım ama sen her zaman söylüyorsun!

SOOHYUN: Hey, ama sen benim yumurtamı da yedin. ( yumurta için kavga edilir mi çocuklar teheyy :D)

AJ: Gerçekten bunu yaptığımı hatırlamıyorum. (laugh)

HOON: Keşke Soohyun, Dongho ve Eli daha erken uyanabilse. Nasıl zor olursa olsun biz onları uyandırmaya çalışıyoruz. Onlar her zaman son dakikaya kadar uyuyorlar ve biz onları beklemek zorundayız. Sonra da onlar banyo yapmadan gidiyorlar. (laughter) 

-Gerçekten mi?

SOOHYUN:
Gerçekten. Onlar beni uyandırmış olsa da ben tekrar uyuyakalıyorum ve bunu gerçekten hatırlamıyorum.

ELI: Ben de. Uyandığım zaman üyeler her zaman bana kızgın oluyorlar.

DONGHO: Ben de aynıyım. Aslında şu anda bile uykuluyum. (laughter)

-Lütfen uyanın. (lol) Şimdi, ne tür kızlardan hoşlanırsınız?

SOOHYUN: Ailesine ve büyüklerine saygı gösteren biri. Güzel gözleri olan ve gamzeli kızlardan hoşlanıyorum.

HOON: Sevimli, kısa boylu ve iyi bir dinleyici olan kızlardan hoşlanıyorum. ( Ne yaptın Hoon ya, boyumu mu kısalttırayım. T_T )

KISEOP: Ben de Hoon gibiyim; kollarımı ona dolayabileceğim zayıf, narin bir kız.

ELI: Uzun kızlardan hoşlanıyorum. (Koçsun Eli!) İyi bir kişiliği olan ve çok çalışan bir kız.

AJ:  Zeki kızlardan hoşlanırım. Ben onu beğendiğim sürece başkalarının onun görünüşü hakkında söylediklerini umursamam hatta onun güzel olduğunu düşünen bir tek ben olsam bile. ( AJ *-*)

KEVIN:  Ben de kişiliğin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Neşeli, çok gülen ve beni anlayan bir kız istiyorum.

DONGHO:  Ben biraz detaycıyım. Görünüşe 6, kişiliğe 4 puan verdiğimi söyleyebilirim. İdeal tipim 168 boyunda ve 45 kilo, ayrıca güzel ellere sahip olmalı. ( OMG! 15 kilo versem Dongho’nun ideal tipiyim resmen lol. :D) 

-Gerçekten yüksek standartlara sahipsiniz! Bu aralar çok sık yaptığınız şeyler var mı?

HOON: Bu yeni bir şey değil, her zaman bu şekildeyiz ama hepimiz egzersiz yapmayı seviyoruz, bu yüzden hep spor salonuna gidiyoruz. Kore’deyken nerdeyse her gün gidiyoruz.

KEVIN: Çünkü böylece sağlıklı kalabilirsin ve stres atabilirsin.

-Gruptaki En’lerle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

AJ: Ben grubun en zor beğeneni ve en inatçısıyım.

KEVIN: Ben grubun en zayıfıyım.

HOON: Ben en güçlüyüm, bilek güreşinde kimse beni yenemez. ( Ben de çok güçlüyümdür Hoon. :D)

KISEOP:  Ben en modaya uyanım.

DONGHO: Bilgisayar oyunlarında en iyi benim. Gruptaki en büyük oyuncu benim; Playstation, bilgisayar oyunları ve telefon oyunları oynarım.

SOOHYUN: Sanırım ben liderlik özelliklerine en çok sahip olanım.

ELI:  Sanırım ben en eğlenceli üyeyim. Özellikle hayvan taklitlerinde iyiyim. *aniden kuş sesini taklit eder*

ALL: Oooh!

-Gerçekten kuş sesine benziyor! Peki; kaybetmekten nefret eden, kendi bildiğini okuyan-rahatını bozmayan( nasıl çevirsem bilemedim, bunun gibi bir şeyler sanırım :D), duygusal ve erkeksi üyeler kimler? 

SOOHYUN: Hoon, Eli ve Kiseop kaybetmekten nefret ediyor ama bence Kiseop en beterleri. Bir show programında başka bir idol gruba karşı oynuyorduk ve Kiseop gerçekten ciddi bir ifadeyle savaşıyordu.

KISEOP: Eğlence amaçlı olsa da sonunda ciddiye alıyorum. Kaybetmeyi sevmiyorum.

HOON: Kevin’ın kendi bildiğini okuduğunu söyleyebilirim, değil mi?

KEVIN: Doğru. Çok meşgul olsak bile hep yavaş yerim. İnsanlar beni acele ettirmeye çalışıp, ‘’Acele et, yemek yiyecek vaktimiz yok!’’deseler de hızımı arttırmam. 

SOOHYUN: Ve Hoon en duygusal.

HOON: Duygusal dramalarda hep ağlarım. ( Bebeğim ya, gel oturup birlikte ağlaşalım. *-*) 

-Peki, en erkeksi üye kim?

KEVIN: Elbette Eli.

ELI: Buna inansan iyi olur!

-UKISS’in tüm karizması yeni şarkılarında toplanmış, teşekkürler. Şimdi yeni şarkınız hakkında soru sormak istiyorum. Tick Tack hem şarkı hem performans olarak çok havalı. Duyduğunuz an sizi etkisi altına alan güçlü bir izlenimi var.

ALL: Thank you! 

-Sizin şarkıyla ilgili ilk izleniminiz neydi?

SOOHYUN: Gerçekten bağımlılık yapıcı bir şarkı olduğunu düşündüm. Duyduğum an bunu hatırladım ve performansın konseptini hayal edebildim. Şarkı hem Kpop’tan hem Jpop’tan unsurlar içeriyor ve bu gerçekten yeni bir şey. Bence UKISS’in tüm karizması bu şarkıda paketlenmiş gibi. 

-Sözler hakkında ne düşünüyorsunuz, Erkeklerin yalanları teması?

DONGHO: Oh, hayır, yalan söylemek kötüdür.

SOOHYUN: Öyle, fakat iyi yalanlar bazen gerekli değil mi?

KEVIN: I think that it’s alright to lie if it’s out of consideration for that person.

HOON:  Özellikle bu şarkıda yazar bir kadının hatırı için söylenen yalanı anlatıyor, yani yapacak bir şey yok. Ondan ayrılmak istemiyor, onu seviyor fakat onun mutluluğu için yalan söylüyor. Böyle bir durum içindeyken bunu anlayabilirim.

-Performansta bir adamın kalbiyle olan savaşı anlatılıyor gibi görünüyor, fakat asıl nokta ne?

AJ:  Bir sürü var, fakat hepimizin birlikte söylediği kısım olan nakarat kısmı en önemlisi. Ayrıca, bence şarkının başlangıcındaki dans çok etkileyici, insanların en sondaki dans arasındaki dansa da dikkat etmelerini isterdim. Biz aynı senkronize adımlarla dans etmiyoruz, hepimizin adımları farklı. Bu yüzden izlemesi eğlenceli olacaktır.

-Sizin hileniz, mükemmel bir şekilde koordine edilip büyük bir etki bırakan hareketler. Yediniz birden senkronize kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

AJ: Lider Soohyun bizi yönetir ve adam akıllı bir şekilde her bir partı birleştirir. Sonra, tek bitr parça ortaya çıkar, onu böler ve ayrı ayrı hepsinin pratiğini yaparız. Hatasız olana kadar dans ederiz hatta tüm gece çalışmak zorunda olsak bile bunu yaparız.

SOOHYUN: Fakat ne kadar çalışırsak çalışalım mükemmel olmaz. Bu yüzden memnun olana kadar pratik yapmaya devam ederiz. Konu performanslara geldiğinde hepimiz mükemmeliyetçiyiz. 

-UKISS’in cazibesi nedir?

SOOHYUN:  Biz ve fanlarımız arasında bir duvar yok. Genelde fanlar sanatçıların normal hayatlarını bilmez ve sanatçılar da kendi fanlarını anlamaz fakat biz fanlarımızla tanışmak için pek çok fırsata sahibiz, bu yüzden bence birbirimizi daha iyi tanıyoruz. Bence biz fanlarına arkadaş gibi davranan belki de tek grubuz.

-Yani bir samimiyet var. Peki Japonya debutunuzdan sonra da bu durumu devam ettirmeyi planlıyor musunuz?

SOOHYUN:  Elbette! Fanlarımızla eğlenebileceğimiz 5 tane fanmeetingimiz ve bir sürü planımız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder