29 Kasım 2012 Perşembe

KUROSHITSUJI





Herhangi bir animeyle ilgili bir şeyler yazmak konusunda fazlasıyla çekingenim ben. Her şeyden önce bu konuda bir iddiam yok; şu anime çok iyiydi, bunu beğenmedim tarzında yorumlar ve kıyaslamalar yapabilecek seviyede olduğumu düşünmüyorum. Bunun için önümde uuuuupuzun bir yol var şimdilik. Ama dayanamayıp, haddim olmayarak bu güzelim anime hakkında yazmak istedim; kendim için. İlerde blogu açıp baktığımda bana Kuroshitsuji’yi izlerken yaşadığım güzel anları hatırlatacak bir şeyler olsun diye düşündüm. Velhasıl-ı kelam yazımın konusu Kuroshitsuji efendim, içerikteki yetersizlikler için de çoktan özrümü diledim.

Hikâye 1800’lü yılların İngiltere’sinde geçiyor. Kraliçenin hizmetkârlığını üstlenen soylu bir aile; Phantomhive. Ailemizin malikânesinde bir yangın çıkıyor ve anne-baba Phantomhive ölüyorlar, geriye tek çocukları olan Ciel kalıyor. O da bir süre ortadan kaybolduktan sonra yanında bir uşakla malikaneye geri dönüyor.

16 Kasım 2012 Cuma

YESUNG AŞKINA



Super Junior’ın ana vokali, Kore’nin en iyi vokallerinden biri, sessiz, ağırbaşlı ve şarkı söylerken gerçekten karizmatik bir adam. Elbette dışarıdan görünen bu ya da onu çok fazla tanımayan birinin düşünecekleri şeyler bunlar. Ama biz, ELF, onun gerçek yüzünü biliyoruz ve ben bu adama olan sevgimi anlatacak kelime bulamıyorum.

İlk Super Junior dinlemeye ve tanımaya başladığımda ‘ya bu çocuğun sesi hiç güzel değil, neden ana vokal yapmışlar ki’ diye düşünmüştüm, sanırım bu akılsızlığım yüzünden lanetlendim, şimdi dinlemekten en çok zevk aldığım varlık O. Beni bilen bilir, (kim bilir gerçekten bilmiyorum :D) Gamer’ım diye dolanırım ortalarda, ergen fangirl hallerimde en delicesine kıskandığım insan Kyuhyun’dur ama Yesung’ın yeri apayrı; ailemden biri gibi, neredeyse öz abim gibi seviyorum bu koca bebeği.