21 Ekim 2012 Pazar

VE TATİL!


17 saatlik aktarmalı otobüs yolculuğumdan sonra evime varabildim ve kısacık tatilime Wonest'in isteği üzerine indirdiğim bir güzel filmciği izleyerek hızlı bir şekilde başladım. Jane Austen’ın aynı isimli kitabının uyarlaması olan Persuasion, sanırım Türkçeye İkinci Şans olarak çevrilmiş filmin ismi. Büyük bir Pride and Prejudice hayranı olarak o tadı bulabildiğimi söyleyemeyeceğim. Kitabı okuyan Wonest de filmin pek çok konuda eksik kaldığını söylüyor, doğrudur efendim. 
  


Kızımız Anne; pek güzel olmasa da zeki, ağırbaşlı ve ailenin tek mantıklı üyesi, soylu bir ailenin kızı ve bu yüzden çok sevdiği yakışıklı ama çulsuz denizci (en başta rütbesi neydi hatırlamıyorum, sonradan yüzbaşı oluyordu) Wentworth’u ailesinin ve pek değer verdiği dostu Lady Russell’in sözleriyle bırakıyor.

7 Ekim 2012 Pazar

I LOVE ITALY, I LOVE KIBUM!


I LOVE ITALY/LEE TAE RI 



I Love Lee Tae Ri hafif fantastik, romantik ve her Kore dizisinde olduğu gibi yer yer dramatik seyrediyor. Konusundan kısaca bahsedecek olursam; Geum Eun Dong 14 yaşında sevimli ve büyüyünce afet olup çok canlar yakacağı belli olan bir ortaokul öğrencisi. Kendisinden 7 yaş büyük, aynı zamanda da bir idol grubun lideri olan klasik-sevimli-güzel bir hatunla nişanlı. Ama bir gün nişanlısının başka bir adamla sevgili olduğunu görüyor ve ergen dünyası başına yıkılıyor, ‘’Aşkımı korumak istiyorum.’’gibisinden dilek diliyor. Nasıl oluyorsa (Bu olaydan spoilerlı kısımda bahsedeceğim. :D) bir anda büyüyor ve süper-hiper yakışıklı, karizmatik, aynı zamanda şapşal ötesi bir delikanlı oluyor. 20’li yaşlarının sonundaki babadan zengin soğuk hatunumuz Lee Tae Ri’yle tanışınca da olaylar gelişiyor, bize de keyifle izlemek düşüyor sayın okuyucum.

Oyuncularla ilgili ilk olarak söylemek, hatta haykırmak istiyorum; Park Ye Jin! Kızım bi git Allah aşkına. Şu dizide sana katlanıyorsam sebebi Kibum’un sempatikliği değil de nedir yani. Tamam, zaman zaman gözüme azıcık hoş gözüktüğün olmadı değil ama yine de ısınamadım sana. Bizimla değilsın!