28 Temmuz 2012 Cumartesi

UKISS RÖPORTAJLARI-3

UKISS röportajlarının son partını da yayınlayıp bitiriyorum sayın okurum. Çevirilerin sıralamasında hata yaptığımı, ilk yayınlamam gerekeni en sona bıraktığımı da itiraf edeyim. Çünkü bu son 2 röportaj biraz daha grubu tanımaya yardımcı olacak tarzda. Eğer hala UKISS’i tanımıyorsanız onlara bir şans verin ve röportajlara göz atın, pişman olmayacaksınız. ^^  

  

【Soohyun】 



Ben 11 Mart doğumlu bir balık burcuyum.

Kan grubum A, parlak bir kişiliğim var.

İyi yönüm sosyal biriyim, kötü bir yanım yok. ( Havalar havalar. :D )

Lakabım lider ve her şeyden öte şarkı söylemede iyiyim.

Favori dersim beden eğitimi. ( Hangimizin değil ki? :D ) Matematikten nefret ederim.

Hobim futbol ve şimdi modanın içindeyim.

Çekiciliğim güldüğüm zaman gözlerim.

Kendimi bir hayvanla eşleştirecek olursam aslana benziyorum sanırım.

İdeal tipim hoş biri ve bu bir ünlü olursa um?...


24 Temmuz 2012 Salı

MİNİK KYUHYUN'UN RADIO STAR MACERASI


Yeni bir röportajla daha karşınızdayım sayın okurlar, ama bu sefer ki UKISS değil; bana Kore’yi ve Kpop’ı sevdiren grup SJ’ın en sevdiğim üyesi Kyuhyun’un Radio Star röportajı. Yetersiz İngilizcemle nasıl zorlandım anlatamam bunu çevirirken. Neyse, haydi size iyi okumalar. ^_^   

120712 Interview with 10asia: Kyuhyun 

’’Kötü bir yorumun iltifata dönüştüğünü gördüğümde mutlu oluyorum.’’   



Q: Kimse senin Radio Star’a katılmanı beklemiyordu, nasıl oldu bu?   


A: Aslında şirket benim eğlence programlarına katılmama izin vermeyi düşünmüyordu. MBC’nin SJ’s Foresight’da MC’ydim ama bu işi iyi yapan bir sürü üyemiz var. Ama geçen yıl Immortal Song’dayken, 2009’da Intimate Note çekimlerinde beni çok sevdiğini söyleyen Kim Gura’yla konuştum.  Onun bu söylediklerini duymak inanılmazdı; ‘’ O zamandan sonra böyle bir şeylerin olacağını biliyordum.’’
 

Q: Kim Gura tarafından fark edilmiş olmak kolay olmamalı.   


A: Kesinlikle! O zamanlar çok fazla düşünmedim çünkü hyungun çok iyi bir hafızası vardı, beni Radio Star’a önerdi. Fakat Radio Star’da, eğlence programlarına çok katılmadığım için benim kim olduğumu bile bilmiyorlardı. Golden Fishery’deki bir problem ve Heechul’ün askerliğiyle Jongshin hyung da beni önerdi hatta şirketi arayıp benimle çalışıp çalışamayacağını sordu. Şirkette bile neden Kyuhyun diye merak ettiler ama ben bu işi istediğimi söyledim.
  

Q: Bir çaylak olarak tehlikeli bir orman olan Radio Star’a atlamaktan korkmadın mı?  


A: Uzun süredir program yapan Eunhyuk’un söyledikleri yüzünden; ‘’ Ön planda olmamana rağmen iyi yükseldin.’’ (laugh) Bunu ben de biliyorum fakat debutumun üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen fanlarım beni biliyorlar, bazıları da beni iyi şarkı söyleyen ve müzikallerde rol alan çocuk olarak tanıyorlar ama insanların çoğu beni tam olarak tanımıyor. Bu yüzden eğlence programlarını denemek istedim.  
  

Q: İlk kaydını geçici damgasıyla yaptığın için baskı ve istek arasında kalmış olmalısın.   


A: Variety showlar diğerlerini güldürmek demek, bu yüzden bu benim için farklı bir baskıydı. İlk kaydımdan önceki gece uyuyamadım. İlk kayıt sırasında gerçekten endişeliydim ve kayıt bittikten sonra tekrar yaşadığımı hissettim. Tüm hafta boyunca bunun hakkında endişeli ve kayıttan önceki gün tekrar gergin oluyordum. Ayrıca ben utangaç bir yapısı olan A kan grubundanım, bu yüzden herkesin fikrini aldım. Toplam 10 görüş varsa bunların 9.5’i olumsuz, 0.5’i ise umursamazcaydı. (laugh)
  

Q: Knee Drop Guru’nun iptalinden sonra Radio Star’ın uzaması da büyük bir baskı olmuştur senin için.


A: Bir şansızlık ama aynı zamanda da iyi oldu. Radio Star 2,3 hatta 4 haftada bir çekiliyordu fakat şimdi biz her hafta çekmek zorundayız, böylece daha hızlı öğrenebiliyorum. Bu kısa zaman diliminde pek çok olumsuz eleştiri duydum fakat onlara teşekkür ediyorum, bu yüzden daha hızlı büyüyebildim.   


Q: Bunu nasıl hallettin?   


A: Bazı üyelere bu konuda danıştım. Leeteuk bana konular gibi olmamı söyledi fakat ben onun önerisini dinlememeye karar verdim. Ve Eunhyuk variety showları izleyerek trendleri öğrenmemi söyledi. Radio Star’ı 1.bölümden itibaren izlemeye karar verdim. Ama en başından beri Radio Star bir karmaşaydı. (laugh) Zaman geçtikçe MC hyungların özelliklerini öğrendim. Orada değildim ama o durumda olsaydım yapacağım yorumların aynılarının yapıldığını gördüm.
  

Q: Sen Radio Star’a başladıktan sonra Kim Gura ayrılınca neler hissettin?


A: Doğrusu, Gura hyung Radio Star’ın merkezi, bu yüzden daha ben yeni başlamışken programın iptal edileceğini düşündüm. Haberler diğer hyungların da ayrılacağını söylüyordu. Sonunda biz dördümüz devam ettirdik fakat bu zordu. Gura hyungun rolü sadece bitter remark değil ( sert yorum, sivri dil tarzı bir şey olsa gerek), o bir ünlüler ansiklopedisi. Fakat iyi yanı, konuklar Radio Star’a geldiklerinde sert yorumlar duymayı bekliyorlar bu yüzden bizim hareketlerimizi daha kolay kabul ediyorlar. Biz hala devam ediyoruz ama ben hala endişeliyim. Bu günlerde ‘’ Radia Star sona erecek dedikoduları’’ veya ‘’ Kyuhyun ayrılacak.’’ Başlıklı yazılar gördüğümde geriye bakıyorum ve gelecek hafta bunu yapmasam mı diye düşünüyorum. Ama eğer bu işi iyi yaptığımı duyarsam devam edeceğim.
  

Q: Son günlerde şeytan kanatların var ve sivri dillisin. Sanırım bir idol ve yeni bir MC olmana rağmen Gura’nın yerini almış olman bu yüzden.


A: Gookjin hyung hep kısa kesecek biri, Jongshin hyung da sert şeyler söyler ama daha şakacıdır. Seyoon hyung ise diğerlerine sert şeyler söyleyecek biri değildir. Ama ben bunu Gura hyungdan almış olmalıyım. Başlangıçta parlak bir gülümsemeyle olumsuz bir karakter oluşturmaya çalışıyordum. Sonra çalışanlar bana bir Gura oyuncağı verdiler ve Gura’nın öğrencisi olmamı söylediler. Radio Star’ın MClerinin rolü sadece konukları eleştirmek değil, aynı zamanda izleyicilerin sormak isteyecekleri soruları da sormak. Bunu zor bulan pek çok insan olduğu gibi iyi olduğunu düşünenler de var.
  

Q: Radio Star’dan önce de Super Junior’da da sert eleştirilerinle birlikte parlak bir karakter olarak biliniyordun.  


A: Sıklıkla TV’de görünen biri değilim, bu yüzden bazıları bunu biliyor ama muhtemelen pek çoğu bilmiyor. Gruptayken gerçekten de yaramazım, genelde diğer üyeleri eğlendirirm ama onlara Radia Star’daki gibi davranmıyorum, sadece yeteri kadar. 


Q: Grupla konuşurken veya birlikte takılırkenki atmosferle Radio Star’ın atmosferi aynı değil mi?  


A: Bazen… ama bizim üyeler o kadar da kötü değil. ( Kyu bunun üzerine programdan atılmadıysa iyi valla. :D)
  

Q: Eğer kendini bu acımasız yorum konusunda bir sıralamaya koyacak olsan 1.sırada mı olurdun?


A: Ah, hayır… o çok bilinmiyor olsa da; Yesung gerçekten daha beter. Diğer üyelerle şakacı bir şekilde uğraşmak onda bir alışkanlık haline geldi. ( Hiç şaşırmadım nedense. -__- )
  

Q: Super Junior eğlence programlarında oldukça iyi ama senin daha çıtkırıldım, düzgün bir ballad şarkıcısı imajın var. Bu idol imajını düşündüğünde bu tarz şeyler söylerken tereddüt etmedin mi?  


A: TV showlarında çok görünmeyişimin nedeninin bu konuda iyi olan başka üyelerin olması olduğunu düşünüyordum çünkü benim gizemli bir imajım vardı. Bu yüzden Radio Star’ın başlangıcında eğer bu tarz şeyler söylersem benim için sorun olur mu diye tereddüt ettim. Ama dinleyicilerin sıradan bir idol değil de şakacı bir MC istediğini de biliyordum, bu yüzden dürüst olmayı denedim. Pek çok kez bazı bölümlerin tekrar düzenlenmesini istemeyi düşündüm ama bunu hiç yapmadım. Radio Star’ın iptal edileceği dedikoduları çıktığında imajım konusunda endişelenmem gerektiğini düşünmedim. Eşsiz Radio Star’ın sıradan bir talk show haline gelmesini istemiyordum.  
  

Q: Utangaç A tipi için daha önce hiç tanımadığı insanlara belli sorular sormak zor olmalı.  


A: Doğrusu internet yorumlarıyla baş edebilirim ama konukların tepkileriyle başa çıkmak benim için zor. Gura Hyung bunu yaptığında sorun olmuyor çünkü zaten böyle bir imajı var ve herkes onun tarzını biliyor. Ama, ben yaptığımda, konuklar, ‘’ Bu genç çocuk neden bana bu tarz şeyler söylüyor?’’diye düşünebilir. Özellikle daha önce tanışmadığım veya benden büyük olan konuklarda belli şeyleri söylemediğim zamanlar oluyor. Yaşım yüzümden söylememem gereken şeyler olduğundan kendimi kontrol etmeye çalışıyorum. 


Q: Kim Sook onun bekleme odasına gittiğini ve pek çok kez merhaba dediğini söylediğinde…


A: En önemli şeyin insanları selamlamak olduğunu düşünüyorum. ( ee, Leeteuk iyi eğitmiş maknaeyi. :D ) Bu yüzden konuklara kayıttan önce selam vermeye karar verdim. Herkesi ziyaret ettim ama yakın zamanda gelen kaba yorumlar için özür diler olduğumdan değil, kayıtın gerçekten iyi gitmesini umduğumdan.  
  

Q: Yoon Seyoon’la 4., 5.anlaşmayı yaptığında daha fazla üne sahip oldun sanırım.  


A: Seyoon iyi yapamıyorken ben de hala iyi yürütemiyordum. Ama birlikte çalıştığımzda, her nasılsa çok eğlenceli oluyordu. Daha sonra Seyoon benim yaptıklarıma tepki vermeye başladı, ben de onun yaptıklarına. Bu yüzden en sonunda bir anlaşma yaptık. Ben Kookjin, Jongshin ve Gura arasında yer almadım. Ama Seyoon’layken daha uyumluydum. Gerçekten minnettarım. ( Bu kısmı nasıl çevirsem-uydursam bilemedim sayın okuyucum, idare edersiniz artık. ^____^ )
  

Q: Radio Star’ın yanında Immortal Song2’de de yer alıyordun.  


A: Immortal Song başladığından beri bu programa katılmak istiyordum ama o sıralarda Taiwan’da olduğumuz için daha sonra katıldım. Gerçekten farklı bir şeyler göstermek istiyordum fakat programın şartları nedeniyle ilk 3 hafta istediğim gibi olmadı, 4.hafta Pretend Party’nin rock versiyonunu denedim ve şansım varmış ki 1.oldum ve ballad söyleme şansına sahip oldum. Çünkü daha önceki performanslar böyle iyi değildi. İnsanların, ‘’ Super Junior’un ana vokalinin yapabileceği sadece bu.’’diye düşünmelerini istemedim, bu yüzden Study of Memories için çok sıkı çalıştım. ( Boş ver be Kyu, seni bilen biliyor yavrum. *-* )  
 

Q: Aynı zamanda müzikalde de rol aldın. Yeni şeyler denemek zor muydu?  


A: İlk başta Radio Star’a başladığımdaki gibi ağır eleştiriler aldım. Bu yüzden pek çok gözlem yaptım ve diğerleriyle tartıştım. Bu ağır eleştirileri birer gelişim aracı olarak düşündüm ve problemlerimi çözmek için çok çalıştım. Belli şeyleri hallettiğimde gözlem yaptığımı ve şaşırttığımı söyleyen bir yorum gördüm. Daha sonra da o kötü yorumların iltifatlara dönüştüğünü gördüm ve mutlu oldum.
  

Q: ‘’Catch me if you can’’de Frank karakterinin 5 ayrı rolü vardı. Sen kendi versiyonun için herhangi bir şey yaptın mı?  


A: En büyük Sunbae Um Kijoon mükemmel bir Frank rolü sergiledi. Ama benim oyunculuk yeteneğim böyle iyi olmadığı için sadece yalan söylüyormuş gibi yaptım. Tehlikeli, hilekar bir oyuncu gibi değil, toplumun yarattığı bir yalancı gibi.
  

Q: Her yıl sırt çantanla seyahate çıkıyorsun. Geçen yıl İspanya’ya gittin. Sanki bir dünya yıldızı gibi değil de seyahat eden sıradan bir öğrenci gibi görünüyordun.


A: Deniz aşırı yerlere yüzlerce kez gittim, belki 3 kez turla gezmişimdir. Otelleri gayet iyi biliyorum, onları sınıflandırabilirim bile. Yılda bir kez uzun bir tatilim oluyor. 1 haftadan 10 güne, hatta 2 haftaya. Tamam, hiç 2 hafta olmadı. Tabii ki böyle zamanlar oluyor, 2 ya da 3 gün bir programım olmuyor ama 1 haftalık bir ara gerçekten özel olduğundan tatile çıkıyorum. Japonya’ya, İtalya’ya ve İspanya’ya gittim. İtalya’ya ve İspanya’ya şarapları için gittim, şarabı gerçekten seviyorum. ( Bizim Nevşehir’de de çok hoş şaraplar var aslında. >__> ) Seyahatimi bir sürü ayrıntıyla planlamayı da seviyorum, bu yüzden kitaplar okuyorum, seyahatin parasını hesaplıyorum, ne yemeliyim… her şeye karar veriyorum. İlk gün bittikten sonra tam olarak neler yaptım ve ne kadar para harcadım, bunları kaydediyorum. Sonra, biraz şarap içiyorum ve pencereden dışarıyı izliyorum. Basit görünebilir ama ben bir filmin parçasıymış gibi hissediyorum. 


Q: Lee Sooman da kendi şarap işiyle uğraşıyor. Onunla çok sık konuşuyor musun?  


A: Bana açılmamış şarap bile getirdi. Ona çok susadığımı söyledim, o ise, ‘’ Gerçekten mi? Bu ikisini karıştırdım. O zaman birisini dene.’’dedi. Sonra ben bir tanesini daha çok sevdiğimi söyledim ve o da benim seçtiğimin daha ucuz olanı olduğunu söyledi. ( Yine bol uydurmasyonlu bir bölüm, meşhur Lee Sooman amcayla Kyu’nun konuşmasını böyle canlandırın gözünüzde, bence hiç fena olmadı. :D )
  

Q: İdollerin yoğun programlarına göre daha özgür ve hobiye sahipmiş gibi görünüyorsun.


A: Çalışırken her şeye odaklanabilen biri değilim. İhtiyaç duyduğum şeyleri yaparım, bu yüzden meşgul olsam da arkadaşlarımla görüşürüm. Radio Star’da başarılı olamadığım zaman bir hafta sonrası için hazırlanmayı deniyorum, ama bu hiçbir zaman işe yaramadı. Önceden hazırlanmadığımda,  öylece bir şeyler söylediğimde daha iyi oluyor. Bu yüzden fazla baskı hissetmeden çalışmayı deniyorum. 


Q: Pek çok farklı şey deniyorsun. Nasıl bir sanatçı olmak istiyorsun?  


A: Ben sadece bana yapmam için şans verilen işlerde mükemmele yakın olmak istiyorum. SJ’a 6 ay sonra katıldığımdaki veya ilk müzikalim ve programımdaki ilk tepkileri görmek gerçekten ilginç; değişim. 


Q: Son olarak, sana Radio Star tarzıyla soracağım. 2003 Byrgonu Vintage Wine senin için ne? ( Kyu’nun Intimate Note’daki mektuplarında herkese birlikte içmeyi teklif ettiği şarap lol. :D )  


A: Hala denemedim ama şimdi içebilirim, ya da içimi biraz daha iyi yaptıktan sonra da içebilirim. 


Q: Dans bölümleri senin için ne?  


A: Sıkı çalışmanın işe yarayacağının kanıtı. 2006’da U ile başladım, ballad partlar şarkının nakaratında kullanılıyor, bu yüzden hep arka plandaydım. Ama geride olduğum için tembelleşmek istemedim ve koreografiye çok iyi çalıştım. Sorry Sorry zamanlarında, Nick Bass iyi olduğumu söyledi ve Bonamana zamanında Davin Jameson beni dans partına ekledi. Bu gerçekten! sabrım için çok hoş bir hediyeydi. 6.albümde bir dans partı yok ama ben gruptaki 4.en iyi dansçıyım. Shindong bana 3.lüğü vermişti ama Donghae tarafından değiştirildi. Her neyse, ben kabul edilmiştim.
  

Q: Radio Star senin için ne?  


A: Programın sonuna gelmiş gibi hissediyorum. Radio Star! 6 yılın sonunda kendimi izleyicilere tanıtabildiğim program, gerçekten minnettarım. Bir variety show çaylağından; sonunda kendimi yenileyebildim ve yakınlarda yeni variety show starı oldum!

***********

İdollerin kendini halka benimsetebilmesi ne kadar zor bir kez daha anladım. Maalesef herkes onların sıradan piyasa şarkıları söyleyen, basit ve yeteneksiz insanlar olduğunu düşünüyor, kendilerini gösterebilmek için işten işe koşturuyorlar. Bu röportajdan çıkardığımız ders de bu olsun; İdol olmak zor anacım.

22 Temmuz 2012 Pazar

UKISS RÖPORTAJLARI-2

Fark ettim ki bulduğum röportajların çoğu Japonya'dan, bu da UKISS'in Kore'de nasıl görmezden gelindiğinin acı kanıtlarından biri. Her neyse, çeviri hatalarım için özür dilememe gerek var mı bilmiyorum, hatasız kul olmaz sonuçta. :D Ve uzatmadan sizleri bir röportajla daha başbaşa bırakıyorum, keyifli okumalar. 


 U-KISS Oricon Special Interview, 12.03.03 





――Çıkışınızı yapalı 2 ay oldu, Japonya’ya adapte olabildiniz mi? 


 Everyone:Tam olarak değil! 


Hoon: Çok meşgul olduğumuzdan buna vakit bulamıyoruz. 


Soohyun: Fakat ben Don Quijote’ye gittim. Orda pek çok ilginç şey var. 


Kevin: Mağazaların 24 saat açık olması çok iyi, sıklıkla yiyecek alıyorum. 


Hoon: Ev eşyaları da var ayrıca, yastık ve askı gibi şeyler. ( lol ) 


Soohyun: Ve tekerlekler. (?) Sadece dalga geçiyorum herkesin eğlenmesi için. 


―― Ama fanların sizi görmesi kötü bir şey değil mi? 


Hoon: Hayır, henüz bizi bulamadılar.


――――Peki, bu bahar hangi tarzı denemek istiyorsunuz? 


Hoon: Belimden yukarısı çıplak olacak, kaslarımı göstereceğim. ( Dayak istiyorsun galiba Hoon. >__<) 


――Eeh?  


Hoon: Şakaydı. (laugh) Baharda sıcak olmak istiyoruz, yazın ise havalı. Siyah ve beyaz renkler birlikte karizmatik. Ben ayrıca fazla süslü dizayn edilmiş gümüş aksesuarlar da denemek istiyorum. 


Kiseop: Monoton olmayı her zaman seviyorum. Basit bir hava veren jeanler ve beyaz bir shirt ve ceket giymek istiyorum.
  

Kevin: Ben de Kiseop gibi tshirtler ve jeanler giymeyi seviyorum. Bahar olduğundan hoş mavi bir shirt ve fötr bir şapka veya sevimli hasır bir şapka takmak istiyorum. 


Soohyun: Ben de şapkanın baharda kullanılacak parçalardan olduğunu düşünüyorum. Trench coat ve dar bir jeanle birleştirirseniz oldukça havalı olacaktır. 


Eli: Jean ve tshirt gibi basit kıyafetleri seviyorum, bunları havalı bir kemer ve aksesuarlarla da tamamlayabilirsiniz. Bu aralar gümüş metal bir saat istiyorum. 


AJ: Ben bir One Piece bağımlısıyım, bu yüzden Luffy gibi giyinmek istiyorum. Tüm yaz için, mavi tonlarında dar ve uzun tshirtler, kısa pantolonlar ve çorapsız giyilmiş ayakkabılar. Havalı bir görünüş için de hasır bir şapka takmak istiyorum. ( Az daha uzatsalarmış bir Hakan ya da İvana moduna girecektim vallahi. ) 


―― Yeni şarkınız Forbidden Love, şarkıyla ilgili ilk izleniminiz neydi? 


Soohyun: Güçlü ve seksi bir imajı olduğunu düşündüm. Dans ve yüz ifadeleri de seksi bir imaj sağlıyorlar. 


Eli: Nakarattaki vücudunuzu salladığınız kısım gerçekten özel bir dans. 


Kiseop: Bu seksi dansı ilk yaptığımda utanmıştım. 


Dongho: Hızlı ritmler ve dans yüzünden oldukça eğlenceliydi. Sözler bir sürü nüans ve canlı kısım içeriyor, siz de biliyorsunuz, böylece anlam daha ilginç hale gelmiyor mu?


―― Forbidden Love’ın sözlerinin şok edici bir içeriği var. Siz böyle bir aşkı arzu eder miydiniz? 


Soohyun: Havalı bir şarkı ama aslında, bu tarz aşklar popüler olduğundan sorun yok. 


Hoon: Fakat burada ilginç bir şeyler yok mu… bir heyecan? 


Eli: Hayır, ilk başta aşk heyecan vericidir fakat zaman geçtikçe acı verici olur. Hepsinden öte normal aşk en iyisi. ( İlişki uzmanı Eli. )


―― Üyeler içinden kim aşık olmak için tehlikeli? 


Hoon: Bence Kevin. 


AJ: Bence de. 


Hoon: Çünkü o gerçekten çok iyi kalpli, tüm kızlar ondan hoşlanır. 


Kevin: Sanırım öyle. Ama eğer kötü bir kız olursa bu iyi olmaz. (laughs) 


Hoon: Soohyun da tehlikeli çünkü o güçlü bir adam. Güçlü sevgisini tehlikeli bir şekilde ortaya çıkaracaktır. 


Soohyun: Utanç verici! Böyle bir şey yapmam.   



―― Yeni şarkı ilk albümünüzle aynı anda çıktı. İçerikte neler var? 


Soohyun: Bu sefer temamız pek çok farklı müzikten oluşuyor. Debut şarkımız Tick Tack ve şimdi Forbidden Love bizim güçlü ve seksi yanımızı gösterirken, diğer şarkılar erkeksi-romantik yanımızı gösteriyor. Danstan çok vokal ağırlıklı şarkılar, bence böylece insanlar bizim işimizdeki çeşitlilikle eğlenebilecekler.


――Önereceğiniz favori şarkınız? 


Kiseop: Albümün ana şarkısı A Shared Dream. Balladları gerçekten seviyorum ve bu şarkı da dansla birlikte size rahatlatıcı hisler veriyor.
  

Hoon: Hatta klip için Kevin suyun içine bile dalmıştı.
  

Kevin:  Bu sahne gerçekten zordu! Nerdeyse her gün saat 3’ten sabah kadar suyun altındaydım.
  

Eli: Show Me Your Smile’ı öneririm. Çünkü çok neşeli ve canlı bir şarkı,  dinleyen insanlar yaşadıklarını hissedecekler. Bu şarkıyı en kısa zamanda konserde söylemek istiyorum.


―― Bazı Korece şarkıların Japonca versiyonlarını da yaptınız. Japonca halleri de iyi mi? Japonca versiyonlarında daha iyi olan yönleri var mı? 


Soohyun: Korece şarkılar çok güçlü ve agresif, fakat Japonca da güzel gidiyor. Japonca’nın güçlü bir telaffuzu var her bir kelimenin bir sürü aksanı var, melodiler ritimlere uyuyor. Korece söylemek daha kolay olsa bile Japonca’da anlamın adam akıllı anlaşılması için şarkılarımıza duygularımızı da koyuyoruz. Kısacası, Japon fanlarımızın bu Japonca versiyonları dinlemesini istiyorum. 


Kiseop: Bu sefer sadece güçlü ritmler duyulmasını istemiyorum, albümdeki balladlar da UKISS’in yumuşak ve kibar yanını gösteriyor.


――Bu arada, her birinizin kişisel gücü güçlü olmak mı? Ya da arkadaş canlısı olmak? 


Hoon: Biz bu ikisine de sahibiz fakat… her neyse,  herkes samimi mi? 


Soohyun: Tüm üyeler birbirleriyle gerçekten haşır neşir. Bizim birbirimize karşı tavırlarımız oldukça iyi.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

UKISS RÖPORTAJLARI-1

Ramazan’ın gelişiyle herkes gibi ben de bazal metabolizmaya geçince vaktimi boşa geçirmemek adına bir şeyler yapayım diye düşündüm ve aklıma çeviri yapmak geldi. Zaten uzun olan okulumu 1 sene daha uzatmama sebep olan hazırlık sebebiyle az buz bir İngilizcem var ve bunu da unutmamak için tekrar etmem gerekli. Oturup ders çalışmayacağıma göre zevk alacağım bir şeyler çevirmek en iyisi dedim ve bir sürü UKISS röportajı buldum. Sıkıldıkça çevirip bloğa koymayı düşünüyorum. Umarım siz de okurken zevk alırsınız. ^^ 
  



ORICON Special Interview with U-KISS, 11.12.14 

-Öncelikle kişisel ayrıntılarınızla ilgili şeyler sormak istiyorum. Sizler kendinizi tanıtabilir misiniz?

AJ: UKISS’in lideri güçlü vokal Soohyun. O en yaşlımız ve çok güvenilir, her zaman küçük kardeşleriyle ilgilenir.

ELI: AJ rapten sorumlu ve çok ciddi. Bir işin içindeyse ona gerçekten konsantre olan ve elinden gelenin en iyisi için çabalayan bir mükemmeliyetçi.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

U-KISS NEDEN BAŞARILI OLAMIYOR?



U-KISS 2008’de NH Media tarafından kurulmuş ama bir türlü parlayamamış, deyim yerindeyse K-pop’ın en bahtı kara, en talihsiz ve kıymeti bilinmeyen grubu. Benim grupla tanışmam Bran New Kiss albümü zamanlarına denk geliyor, gerçi buna tam bir tanışma denemez; sadece  03.30 şarkısını dinlemiş ve sonradan çok pişman olacağım o hatayı yapıp diğer şarkıları dinlemeden geçip gitmiştim. ( O zamanlar SJ’ı tanımaya çalışıyordum, çok da anormal değil aslında yaptığım eheh. ) Neverland’e kadar da adlarını anmamıştım. Neverland’le şu grubu da tanıyalım dedik ve yavaştan üyelerin profilleriyle başladık. Tabii ki bahsetmek istediğim konu üyeleri nasıl tanıdığım falan değil. Kendime, ‘’ Evet, ben bu grubun fanı oldum artık Kissme’yim.’’şeklinde itiraf ettikten sonra Kore’deki başarısızlıklarının ( Çünkü yurt dışında oldukça popülerler. ) nedenleri üzerinde daha çok düşünmeye başladım ve grubun şansını döndürecek çözüm yolları buldum diyebilmek isterdim gerçekten ama pek çok K-pop fanı gibi benim için de cevapsız bir soru bu. Elimden geldiğince objektif, gerçekçi ve saygılı olmaya çalışsam da engel olamıyorum kendime; bu Koreliler hep böyle arkadaş, SJ’ı da hala tam olarak kabullenmiş değiller. Zevklerimiz hiç uyuşmuyor bu milletle.

Her neyse, daha sonra kendimi Koreli kardeşlerimizin yerine koyup U-KISS’i sevmemek için nedenler buldum. Bakalım U-KISS neden başarılı olamıyor?

ORTALAMANIN ÜSTÜNDE VOKALLER

Fan savaşlarında her zaman, ‘’ Şu grupta şunun sesi kötü, ben  bile ondan iyi söylerim.’’tarzı muhabbetler döner hep.  U-KISS bu konuda rakiplerine, bence, fark atabilecek bir grup. Üyelerin 4 tanesi vokalde, 3 tanesi de rapte görevli. ( Gerçi AJ’i hangi kısma katsam bilemedim, çocuğun yapamadığı bir şey yok ama neyse. ) Vokallerde Soohyun güçlü sesiyle, Hoon ve Kevin ise farklı ses renkleri  ve vokal  yetenekleriyle grubu bu açıdan üst  sıralara taşıyorlar.  Eli, AJ ve Dongho’nun üçünün de söyleyiş tarzları farkı, hepsi birbirinden güzel. Ayrıca AJ yeri geldiğinde pek çok idole taş çıkartacak vokal yeteneğini ortaya çıkartıyor. Bana göre U-KISS’in zayıf halkası Kiseop, zaten en zor ısındığım üye de o olmuştu ama o da dans konusunda büyük katkı sağlıyor gruba.  Üyelerin seslerini merak edenler olur mutlaka, onlar için birkaç video paylaşmak istiyorum.

Elbette ki bu aralar aklımı başımdan alan Hoon’dan başlıyorum. :D
  

Hoon ve Soohyun’un Fly to Sky- Like a Man coverı. 
  

Hoon&Kevin-Take me away.  

    
Soohyun-Snowman  

  
AJ'in tahminen 17 yaşında ve Paran grubu üyesiykenki What goes around performansı.   


Gördüğünüz gibi U-KISS müzikal anlamda gayet tatmin edici bir grup. Kore’de bu yüzden sevilmiyor olabilir mi?
  
ZOR KOREOGRAFİLERE RAĞMEN İYİ CANLI PERFORMANSLAR
  
Benim için K-pop’ı güzel kılan şeylerden biri de etkileyici canlı performanslar. ‘’ Hem hayvan gibi dans ediyorlar hem de şarkı söylüyorlar.’’tepkisini bana ağzım açık şekilde verdiren iki grup var; SJ ve U-KISS. ( Maşallah SJ yazısına döndürdüm ahahha :D). Evet, iki grup  da mükemmel şarkı söyleyemiyor ve dans edemiyor belki ama bana göre bu iki işi yaparken sahneye inanılmaz yakışıyorlar. Hoon ve AJ’den önceki zamanları çok bilmiyorum açıkçası, sonraki albümlerdeyse koreografileri oldukça zor görünüyor. Özellikle Neverland ki koreograf dans değiştirmeyi düşünmüş çünkü 3 üye dans ederken sakatlanmış ve Eli ilk canlı performansa katılamamış. Burada parantez açmak istediğim bir isim var; Hoon. Bu çocukcağız gruba 2011’de katılmış ve öncesinde ballad şarkıcısı olarak çıkış yaptığından dans etmek konusunda hiçbir eğitim almamış. Buna rağmen çok çalışıp, elinden geldiğince gruba uyum sağlamaya çalışıyor. Daha önce de dediğim gibi; U-KISS canlı performanslarda gayet başarılı bir grup. Hem görsel anlamda hem müzikal  anlamda doyuruyor.. Buyrun birkaç canlı performansa göz atın.   
  
Neverland 
Everyday  

  
En hayran olunası performanslarından biri sanırım bu; Tick Tack 
  

Demek ki Kore’de bu satmıyor, playback yapmak, basit koreografilerle ya da hiç dans etmeden şarkı söylemek yetiyor.
  
BU ÇOCUKLAR YAKIŞIKLI!
  

Kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek; K-pop’ta dış görünüş gerçekten önemli. Evet, güzellik-yakışıklılık her şey değil ama bunlara sahip değilseniz tutunmanız çok zor. Peki U-KISS üyeleri çirkin mi? Eğri oturup doğru konuşalım Koreli ablalar, bu grupta çirkin tek bir üye bile yok. Hatta Eli K-pop aleminde ilk 10’a oynayabilecek kapasiteye sahip.    
 

Dongho gördüğüm en sevimli maknae.    


Kevin bir ankette K-pop fanları tarafından en çok istenilen erkek arkadaş seçilmişti geçen sene. Kiseop zaten herkesin beğendiği bir üye. Soohyun kendini çirkin bulsa da bizim ilk dikkatimizi çeken üye olmuştu, eminim yalnız değiliz. Boylu poslu, karizmatik AJ Koreli kızların kalbini fethedemiyor mudur sizce?   


Ve en önemli üye; Hoon. ( Azıcık fangirllükten kimseye zarar gelmez. :D) Benim şimdiye kadar gördüğüm en şapşal ve sevimli insanlardan biri bu çocuk. 
 

Kısacası bu konuda ulaştığım sonuç; Koreli ablalar güzel çocuklardan hoşlanmıyor. ( Beğenmiyorsanız yollayın, bizim her zaman kabulümüz.  :D)
  
FAZLA ÇALIŞKANLAR, GEREK YOK
  
Naçizane fikrime göre çalışkanlık konusunda erkek grupları kız gruplarından, erkek grupları içinde de SJ ve U-KISS bir adım öndedir. ( SJ’ı da her yere sokmasam olmaz. :D) Birkaç aydır U-KISS’i yakından takip ediyorum, gitmedikleri ülke kalmadı; Kolombiya’ya gittiler mesela, sonra Kamboçya’ya. Doradora’nın promosyonları bittikten hemen sonra Special to Kissme mini albümünü çıkarıp onun promosyonlarını tamamladılar. Bu sıralarda da Japonca singleları Dear My Friend çıkacak. Altın çocuğumuz AJ Special To Kissme albümünde hayalini gerçekleştirdi ve çıkış şarkısı kendi yazdığı Believe adlı şarkı oldu. Dongho ve Hoon  Holy Land adlı 4 bölümlük dizide oynadılar. Hepsini geçtim albümleri için gerçekten emek veriyorlar. Bran New Kiss albümü Kpop’ta en sevdiğim albümlerden biridir. Kısacası kendilerini geliştirmek ve bu piyasaya kabul ettirmek için elinden geleni ardına koymuyor, gece gündüz çalışıyorlar. Umarım emeklerinin karşılığını alırlar bir gün.
  
ÜYELERDEN AMERİKA’DAN GELENLER VAR;  BİZ MİLLİYETÇİYİZ, KABUL ETMEYİZ ONLARI
  
Bunu da ben uydurdum, öyle bir şey yoktur herhalde değil mi? :D  
  
‘’U-KISS’in şirketi promosyon yapmayı bilmiyor, hep büyük gruplarla birlikte comeback yaptıkları için parlayamıyorlar.’’şeklinde bir sebebimiz de mevcut. Yanlış mı? Değil maalesef. Eğer fark edilmemişsen, tutulmadıysan zorlamanın anlamı yok. En uygun zamanı ayarlayacaksın, piyasa durgunken çıkartacaksın albümü. Bunları da mı biz öğretelim Sayın NH Media? >_<
  
Bu güzel grubumuzun bahtsızlığına son bir örnek verip fazlasıyla uzattığım yazımı bitirmek istiyorum. Geçen sene Neverland promosyonları KARA’nın Step promosyonlarına denk gelmişti. KARA  Step’le patlayınca U-KISS gölgede kalmıştı ki bence çıkış şarkıları her iki grubun da iyi olsa da U-KISS’in albümü kat kat daha iyiydi. Her neyse, bu duruma bozulan menajer KARA’ya baya bir sayıp sövmüştü. Bu olayın üstüne menajerin özür dilemesine rağmen Soohyun suçu üstüne alıp twitterdan özür dilemişti bir sürü. Ben o tvitleri görünce çok üzüldüm, bir hataları olmadığı halde bu olaydan sonra pek çok insana antipatik gelmişlerdir eminim. Gelecek konusunda da pek ümitli değilim, her gün yeni bir grubun çıkış yaptığı K-pop piyasasında, özellikle de 3 yıldır kendilerini benimsetememiş bir grubun başarılı olabilmesi zor görünüyor. Ha çok mu önemli Kore’de başarılı olmaları, müzik programlarında 1.olmaları? Benim için değil, grup  aktif olduğu sürece hep destekleyeceğim. Ama onların mutlu olmaları için gerekli bu maalesef. Elimizden gelen bir şey olmadığı için oturup Korelilerin keyiflerinin yetip U-KISS’i fark etmelerini bekleyeceğiz. ( Kore halkından toplu bir helallik alma yazısı yayınlasam olur herhalde lol. )